İstanbul'dan otobüsle Eskişehir'e dönen 60 yaşındaki bir kadının yanına yaklaşan 55-60 yaşlarında, birisi gelip para istiyor….
Kadın iyi niyetli, çıkarıp 1 TL veriyor…
Adam kabul etmiyor…
Ve…
Filmlere konu olacak gelişmenin fitilini ateşliyor…
"Sende para vardır. Ben Hızır Aleyhisselam'ım. Muhtaç insanlara yardım yapıyorum. Seni özel olarak seçtim, cennette yerin hazırlanacak. Yardımlarını esirgeme" diyor…
Kadın pes ediyor…
Ve…
1 adet gerdanlık, 3 adet burma bilezik ve 3 bin 500 TL parayı Hızır sandığı adama veriyor…
Sonra…
İhtimal ki, eşine dostuna durumu anlatıyor…
Onların da tesiriyle dolandırıldığını anlayıp polise gidiyor…
Garip olanı…
Kadıncağız, adama sadece parasını değil, telefon numarasını da veriyor…
Polis arasa da ulaşamıyor bu zatı muhterem Hızır efendiye…
Kendi geliyor ağa…
Dişi kana batmış ya…
Kadıncağızı bu defa telefonla arıyor ve…
"Yanımda Veysel Karani Hazretleri ile geleceğim. Cennetteki evinin bir tek çatısı kaldı. Yedi bin lira hazırla Kayseri'den gelip senden alacağım. Fatma Hazretleri annemizden sana yüzük, tespih ve aşure getireceğim. Cennette senin adına deve keseceğim" diyor…
Sonrası malum…
Yakalanıyorlar…
İlginçtir…
Veysel Karani diye yanına takıp getirdiği de Hızır Efendinin oğlu…
Aile boyu sahtekarlar!
***
Bu olay memleketin halini öylesine güzel anlatıyor ki…
Her alanda böyleyiz…
Sahtekar tamahkar ilişkisi.
Ver parayı al cenneti…
Ya da ver üç kuruşu al üç yüz kuruşluğu…
Hepimiz suçluyuz…
Helal – haram diye bir derdimiz yok…
Gelsin de nereden gelirse gelsin diyoruz.
“Kul hakkı” sadece işine gelindiğinde kullanılan bir kavram…
Bakınız hemen yakın çevrenize…
Onlarcasına rastlayacaksınız.
Kötü olanı, bile bile lades deyişimiz.
Haram ile inşa edilen servetlere gıpta ile bakıp, haramzedelere arz-ı hürmet edişimiz.
Bu haldeki bir millete musibet isabet etmesin de ne etsin!
Toplu bir bilinç sıçraması olmadıktan sonra da, yakın bir vakitte uyanacağımız da yok!
Sığındığımız tek liman var…
Dua…
Allah encamımızı hayır etsin!