Ey bu çağın vicdansız insanları! Şu medya denilen lanetli aynada kendi çirkin suretinizi görmüyor musunuz? Her pikselde kan, her satırda ihtirasın çığlığı!
Suriye! Ey parçalanmış devlet, ey inleyen topraklar! Seni kim böyle perişan etti? Hangi eller senin namusunu çiğnedi? Devlet dediğin, bir çınar gibidir; kökü derinlerde, dalları göklerde. Onu devirmek mi istediniz? Yazıklar olsun size!
Beşar Esad mı zulmetti? Evet! Ama devleti yok etmek, o toprakların canına kıymak değil midir? Devlet, sadece bir yönetici değil, bin yılların ruhudur! Onu böyle çiğnemek, tarihine ihanet etmek demektir.
Ey emperyalist ruhlar! Siz ki her parçada bir çıkar görür, her yangında kendi ocağınızı ısıtırsınız! Size sesleniyorum: Devlet, sadece sınırlar değil, ortak bir mukaddesat, ortak bir andır!
Kim bu topraklarda kendi devletini kuracağım derken, binlerce masum canın matemini unutabilir? Kim vicdanını bu kadar ucuza satar? Devlet, bir rüyadır ki kanla değil, aşkla inşa edilir!
Suriye'nin gözyaşları, sizin için sadece bir istatistik mi? Her damla kan, bir tarihin çığlığıdır! Her enkaz, bir medeniyetin iniltisidir!
Merhamet nerede? Vicdan nerede? İşte bu sorular, bu çağın utancıdır!
Ey devlet kurmak isteyenler! Devlet, toprak parçası değil, ortak ruhdur. Onu ancak aşk ve adaletle yükseltirsiniz!