ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Jandarmadan kaçamadılar
Jandarmadan kaçamadılar
Çiftçi’ye sağlık hizmetleri brifingi
Çiftçi’ye sağlık hizmetleri brifingi
Dal’dan başkent mesaisi
Dal’dan başkent mesaisi
Muşlu annelerin evlat nöbeti devam ediyor
Muşlu annelerin evlat nöbeti devam ediyor
Yunus Emre türbesinde Türk Düşünce Tarihi Dersi
Yunus Emre türbesinde Türk Düşünce Tarihi Dersi

Mustafa Damlarkaya

Millete Parmak Sallamanın Bedeli
22 Nisan 2014 Salı

  Ulusal medyanın kendini bilmez bir kadın yazarı, AK Parti seçmeninin ilkokul mezunu olduğunu, bir başka lümpen yazar da özellikle AK Parti seçmeninin oy kullanmasını bilmediğini söyleyerek sözde AK Parti seçmeni ile dalga geçmek veya onu küçük düşürmek istemişlerdir.

   Daha önce de bazı çırılçıplak mankenler, bazı botokslu yazarlar, seksen yaşında playboya soyunan dinozorlar ve sözleri hurdaya çıkmış böyle nice bağnaz, vasıfsız zihniyetler, dağdaki çobanın oylarıyla kendi oylarının eşit olmadığını söylediler,bu ülkenin gerçek sahibi olan bu aziz milleti aşağıladılar, bu aşağılıklar.

   Bu zavallılara ve bunlar gibi düşünerek halkı aşağılamaya çalışanlar, çok iyi bilmelidirler ki her vatandaşın oy vermek hakkı vardır ve oyunu da istediği partiye vermek özgürlüğü olduğu için, vatandaş aşağılanamaz veya küçük görülemez. Böyle düşünenleri şiddetle kınıyoruz. Böyle düşünen bu arkaik kafalar, eski bir zihniyetin aklıdırlar.

   Hele hele halkın fitre, zekat, kurban hisse ve derilerine, 40 yıldır göz koyup toplayıp gazete çıkaran, televizyon kuran ve holding oluşturanlar, bu halkı nasıl cahillikle suçlayabilirler ki ? Bu nasıl bir köhne zihniyettir ?

   Bu seçimde; algı operasyonuna prim verenler kaybetti. Siyonistlerin, neo-conların maşaları, taşeronları kaybetti. Gezici çeteleri kaybetti. Onlara yardım ve destek sağlayan, oligarşik sermaye kaybetti. Maşa olan paralel örgüt, en büyük darbeyi yiyerek kaybetti. Formatlanmış medya kaybetti. Prensesin tacından gelecek bekleyenler kaybetti. PKK’ya ‘silah bırakmayın’ diyenler kaybetti. Vatana ihanet edenler kaybetti. Vahim ve tehlikeli büyük bir yanlış içerisinde olan ittifak kaybetti. Çünkü, bu seçim bir referandum idi.

  Aslında bu aziz millet, kendisini olgun olmamakla, demokrasinin kendisine fazla geldiğiyle, kendisine göbeğini kaşıyan, kuyruk  diyen ve kendisini cahillikle suçlayan, sözde seçkinci, kendisiyle kavgaya tutuşan, evrimleşemediğini, çinko eksiği olduğunu söyleyen, bu malum zihniyeti çok iyi biliyor, seçimlerde belli bir bölgeye sıkışmış bu partilerin, Türkiye’nin partileri olmadığını çok iyi tahlil ediyor ve maçın gerçek oyuncusu kendisi olduğu için, topu 8. kez doksana takıyor ve bunları hep hezimete uğratıyor.

   Halbuki bu ülkenim gerçek sahibi olan bu halk,bu 12 yılda, kendisine hayat imkanlarında çıta yükselten, devlet hizmet politikalarını kendisine sunan, çok önem verdiği huzur ve ekonomik istikrarı sağlayan, orta sınıf ve alt sınıfların hareket alanı ve duyarlılıklarını besleyen, ulusal özgüveni kendisine veren bu hükümetin olduğunu çok çok iyi biliyor.

  Bu seçimde de kendisini sözde modern seçmen olarak tanımlayan, yine o  “aydın faşizmi” ne tanık olduk. Öyle bir faşizm ki kendisine oy vermeyen seçmene akıl almaz yaftaları vuran köhne bir zihniyet.

  Bu köhne zihniyet nasıl oluyor ki İzmir’de kendisine oy verenleri aydın, İzmir’le komşu il olan, aynı havayı ve toprağı paylaşan Denizlileri, nasıl oluyor da cahillikle suçluyorlar ? Eskişehirde kendisine oy verenleri çağdaş, Eskişehirle komşu il olan Bursalıları gerici, dünya ve Türkiye’ye fındık yetiştiren komşu iki il olan Giresun’da kendisine oy verenleri iyi fındıkçı veya solcu fındıkçı, Ordu’da kendisine oy vermeyenleri de kötü fındıkçı veya sağcı

 fındıkçı olarak mı suçluyorlar ?

   Ayrıca Hatay ve komşu il Kahraman Maraş, Aydın ve komşu il olan Kütahya, Sinop ve Kastamonu vb. iller için de aynı şeyleri söylüyorlar.

   Peki bunlar bunu nasıl söylüyorlar ? Ellerinde hangi ölçü var ? Maalesef bunlar vahşi bir kapitalizmin, sadist bir düşüncenin, haşin bir göçebe kültürünün söylemleridir. Bu ülkenin insanlarını bu şekilde ayıranlara bu aziz Millet işte böyle ders verdi. Vurduğu tokadın sesi, taaa Kaf Dağı’nın ardından duyuldu.

  Ama bu zihniyetin hesap edemediği bir şey vardı o da “milli irade”,  Sayın Başbakanımızın gücü ve “anaların duası” idi. Her zaman, halkın bu iradesinden mahrum olan ve bu iradeyle kan uyuşmazlığı olan muhalefet partileri, bunu hiç göremediler. Kendilerine tapelerle, kasetlerle lojistik destek ve propaganda malzemesi sağlayanlara inanıp kandılar. Bürokraside sınırlı, çok az bir gücü olan ve kesinlikle tabanı bulunmayan, halka ve onun seçtiği  hükümete bubi tuzağı

kuran, bu illegal yapıyı göremediler.

   Sayın Başbakanımızın gücünü azımsadılar. Halkın söylediği “yedirmeyiz” sözünün gelişi güzel söylendiğini, “ yedirmeyiz “ diyen halkın hafızasını küçümsediler, en önemlisi de Allah’ın, İslam’ın bayraktarlığını yapmış bu milleti hep böyle badirelerden kurtaran kudretini hesaba katmadılar. Böyle durumlarda, halkın tercihini, kimliğini temsil eden meşru siyasetten, iktidardan yana kullanacağını o dar ufuklarıyla kestiremediler.

  Bu zihniyet, Sayın Başbakanımıza yaptığı suçlamaları,zamanında hem rahmetli  ıı. Sultan Abdülhamit Han’a hem de rahmetli Menderes’e de yapmışlardı.  Bu zihniyet,o gün, onların gitmesini istedikleri gibi, bugün de aynı köhne zihniyet, Sayın Başbakanımızın gitmesini istiyorlar. Ama ne var ki cennet-mekân Abdülhamit Han gidince Osmanlı da gitti, rahmetli Menderes gidince de Türkiye, akranlarından 50 yıl daha geriye gitti.

  Şimdi Sayın Başbakanımızı götürseler, tüm yatırımlar duracak dolu olan hazineyi bir gecede yağmalayacaklar. Halka da “ bakınız ülke ne hale geldi”  diyorlar ve yalan söylüyorlar.

 Soruyoruz bunlara : 2002’den  sonra yüksek enflasyon ve yüksek faizler yok. Artık fırsatçılar, tefeciler bir gecede bir koyup bin kazanıp vurgun yapamıyorlar. Artık daha, risale ve dini eserler okuyorlar diye gece polis baskınları yapmıyor. Sezarın laiklik kılıcı, Müslümanların üzerinde sallanmıyor.

   Suların akmadığı, elektriklerin sürekli kesildiği, çöp dağlarının yığıldığı, başta İstanbul ve Ankara olmak üzere hemen hemen her şehir, geri kalmışlıktan ve sefaletten kurtuldu, medeni birer şehir oldu. İşsizlik, Avrupa’dan da aşağı rakamlarda seyrediyor, piyasada ne ararsan var. İtibarı ve kredisi olduğu için, Türkiye, Ortadoğu’da mazlumlara, ezilmişlere yardım eden tek ülke oldu. Üzerimize bombalar düşmüyor,komşu ülkelere kaçmıyoruz. Diğer Müslüman ülkeler gibi, kapitalist ve emperyalistlerin pençesinde kıvranmıyoruz. Ülkemiz insanları rahat, herkes işinde, gücünde,ülkemizde adeta bir bahar havası esiyor. Allah nazardan saklasın. Âmin !..

  Ama bundan rahatsız olan leş kargaları, sürekli halkı kışkırtıyorlar. Geyeleri, halkı 80’den önceki gibi sokağa  döküp piyasaları karıştırmak. Hükümeti zor durumda bırakmak. Ülke yanacakmış, vatandaş huzursuz olacakmış, umurlarında değil. Eğer bu leş kargaları kazansalardı günlerce kutlama yapıp caddelerde zafer naraları atıp şampanya,içki ve bira festivalleri düzenleyeceklerdi. Kaybettikleri için yalan naraları atıp “seçimlere hile karıştırıldı” diyorlar.

   Bu seçimde CHP, genetik ortağına çok güvendi. Onların tapelerine, ses kayıtlarına kayıtsız, şartsız inandı. Yalancılara kandı, sözde Erdoğan’ı yüzde 30’ların altına düşüreceklerine ve ülkeden kaçıracakları martavallarına balıklama atladı. Ahlaki olmayan tapeler üzerinde tepindi. Bunları tepe tepe kullandı. Onlar servis etti, bunlar kullandı. Ama neticede bir hezeyan hali içerisine girdi. Rehabilitasyonluk oldu.  30 Mart gecesi de tüm müttefikleriyle birlikte büyük bir vurgun yediler.

  Çapulcuların arkasına takılmakla bir vesayet oluşturacaklarını sandılar. Olmadı. Sandığın altında ezildiler. Parmak salladıkları halk bunları hezimete uğrattı. Bu halk ile AK Parti’nin örtüşmesini göremediler. Darbe geleneğinden gelen, kıyılara sıkışan CHP kendisini bir daha okusa kendisine iyi eder.

  Eğer seçimlerde hile varsa bunu yapan yine sizlersiniz,sandık başında; CHP,MHP, parelel örgüt müşahitleri var. Üstüne üstlük sandık görevlileri var. Etrafta volta atan yecüc-mecüc gibi partililer, çapulcular, formatlanmış basınları … Buna karşın AK Parti’den iki kişi.

  İşte bütün bu sizlere rağmen, bu aziz millet, bu seçimde de yine size iyi bir “ayar” çekti. Ama sizler buna alışıksınız. Artık katmerleştiniz. Ne de olsa 12 yılda yenilgiye alıştınız. 8 seçimden birisini bile alamadınız. Neden ? Çünkü, klavuzu karga olanın …… meselesi. 12 yılda birisinin yüzde 25, diğerinin yüzde13 oyu var. Bunun bir puan üzerine çıktıklarında  kıyameti koparıyorlar, “bu seçimde oyumuzu arttırdık” diye. Ama öbür tarafta nasıl abandone ile nakavt olduklarını görmüyorlar. Bu aziz milletle dalaşmanın bedelini çok ağır ödüyorlar.

  Politik stratejik  bir hata yaptıkları için, mağlubiyetleri kaçınılmaz oldu. Muhalefet, siyaset dışı- anti demokratik, illegal bir yapının peşine takılıp ondan beklentiler umduğu için mağlup oldu.

  Hele hele MHP, bu seçimde hem  CHP’nin hem de paralel örgütün suyunda aktı, bir fırsatı tepti, yaptığı bu çok büyük hatayla belki tarihinin en büyük oy oranını kaybetti.

  MHP seçmeni kendi partisine, herhalde bir projenin etkisiyle veya yanlış yönlendirmelerle oy vermedi, seçimlere asılmadı. Yanlış bir duruş sergiledi. CHP’den büyük bir kazık yedi. Hani sözde birbirlerini, güçlü oldukları yerlerde destekleyeceklerdi ? Ne oldu ?

  CHP, MHP’nin güçlü olduğu yerlerde hep kendi adaylarını destekledi. Buralarda CHP’den destek gelmedi. Ama MHP, CHP adaylarını destekledi ve Anadolu’nun milliyetçi rüzgarıyla namlı illeri olan ; Yozgat, Trabzon, Erzurum, Niğde, Kastamonu, Gümüşhane, Balıkesir, Kütahya, K.Maraş, Elazığ vb. illerde, CHP’nin attığı kazıkla ve paralel örgütle işbirliği yaptığından, tabanının tepkisiyle silindi gitti. Hatta CHP, Adana’da, MHP’ye karşı, AK Parti ile birlikte seçime itiraz basın toplantısı  bile yaptı.

  İstanbul’da Belediye Meclis üyeliğinde, yüzde 8 olan oyları, neden büyükşehirde yüzde 4 oldu ? Tabii ki o yüzde 4, CHP adayına gitti. Ankara’da 110 bin oyları, CHP adayına gitti. Az kalsın Ankara’yı, CHP’ye teslim edeceklerdi.

  Halkın  anlamadığı da Mansur Yavaş’ın CHP’den mi yoksa MHP’den mi aday olduğu idi ? MHP’lilere ne oldu ki Yavaş’ın kazanması için canla başla çalıştılar, aday koydular, ama kendi adaylarına oy vermediler. Üstelik CHP için, YSK’ya baskı bile yaptılar. MHP’nin bundan kazancı nedir ?

  Hele hele Mersin Belediye Başkanı’nın, daha dün kendilerine faşist diye damga vuran ve kendilerine söylemediğini bırakmayan Mao’cu Perinçek’in, Aydınlık Dergisine tam sayfa teşekkür ilanı vermesi herhalde hayırlı olmayan bir ittifakın başlangıcıdır. MHP’liler buna bir bakmalıdırlar. Bu kadar yakınlaştıkları parelel örgütün medyasına ve kartel medyasına neden ilan vermezler?

  Eğer MHP bu seçimde, bu yanlış yönlendirmeye kanmasaydı, yüzde 23-25 gibi, bir başarıyı ıskalamayacaktı.  Bu oranı alabilirdi, alsaydı,bu seçim hem kendi açısından önemli olur hem de gelecek seçim için bir manivela olurdu. Ama olmadı, kaybetti. Eğer İstanbul ve Ankara gibi sembol şehirlerde, çok iyi adaylarla seçime girseydi belki bu yüzdeyi alır gelecek için de bir umut imkanı sağlamış olurdu.

  Zaten MHP, referandumda da CHP’nin oyununa gelmiş, onunla aynı kefede yer alarak CHP’nin potasında erimişti. Orada da bu yanlışa düşmüştü. Bu seçimden sonra da CHP’li gruplarla birlikte gidip YSK’ya siyah çelenk koydu onlarla bir olup olaylar çıkardı.

  Bu seçimlerde AK Parti’li seçmen, MHP’yi ikinci parti görüyordu.Ama

iddialara göre MHP üzerinde bir proje yürütülmektedir. Eğer bu proje, CHP ile MHP’yi imtizaç ettirerek ülkemizdeki siyasi hayatı kökten değiştirmek gayesine yönelik ise burada kaybeden hiç şüphesiz MHP olacaktır. Halbuki MHP’nin gelişen ve değişen dünyayı ve küresel gerçekleri görüp yenilenmesi gerekir. Çünkü  bu durum,Türkiye’nin yararına olacaktır.

  Allah’a şükürler olsun ki AK Parti’ye karşı kurulan bu ittifak hezimete uğradı. Eğer bunlar kazansalardı, devlet dairelerinde namaz kılan, başörtüsü takan, Allah kelamı konuşan bir Müslüman kalmaz her tarafa bu paralel örgütün, Siyonist sempatizanı, Türk ve Müslüman düşmanı adamları çöreklenecekti.

  Eğer bunlar başarılı olsalardı, Allah’la konuşan, Peygamberimizi rol oyuncusu olarak kamyonete bindiren, sözde göstermelik olimpiyatlarında, Peygamberimizi, açılışta taransparan kıyafetlerle Sezen Aksu’yu dinlemeye getiren, Vatikan, Mossad, CIA, İsrail, Neoconlarla hep diyalog kuran, ama hiçbir İslami grupla ne işbirliğine ne de diyaloga kesinlikle yanaşmayanlar, bugün veya yarın bu ülkede; Kilise,Havra, Sinagog gibi Cami; Keşiş, Papaz,Haham gibi İmam;

Musevi, Hristiyan, Budist gibi Müslüman isteyeceklerdi. Zaten bu ülkede ve tüm İslam ülkelerinde, ABD, İsrail ve AB’nin desteğiyle,

“ İslam Protestanlığını” getirmeleri için, yaptıkları tüm çalışmaların anlamı budur.

   Ufku dar olan ve şartlanmış siyasiler, bunu fark etmediler veya fark ettiler de ucuz ve maliyetsiz siyasetlerinden dolayı, bu korkunç oyunu görmediler.

   Ama bu aziz Millet bu oyunu gördü ve bozdu. Yıllarca içimizde yaşayan, beslenen yılanı gördü. Milli ve Bağımsız bir Türkiye’nin önüne geçmeye çalışanlara karşı koyan, Sayın Başbakanımızın yanında yer aldı ve bu zehirli yılanı sandıkta boğdu. 30 Mart, yalanın ve yılanın sahiplerinin sonu oldu. Sayın Başbakanımızın, diğerlerinden farkı bu. Bu yılanı gördü ve dışarı attı. Onun için Erdoğan hedefte.

   Bu ittifak, bu koalisyon ise yılanı eski yerine koymak için kuruldu. Ama bu aziz Millet bunlara derslerini verdi. Kendi iradesine sahip çıktı, siyasi iradenin yanında yer aldı.

   Bu koalisyona da “ Sen sen ol, bundan böyle katırcının katırını ürkütme” diyerek katırcıların, katırları ürküteni, nasıl eşek sudan gelinceye kadar dövdükleri gibi, bu aziz Millet de bu koalisyonu öyle eşek sudan gelinceye kadar dövdü, yüzünü, gözünü derdest etti, onları başka kapıya gönderdi.

   Halkın iradesinden şüphesi olanların ve bu iradeyi hafife alanların, bu seçimlerden çıkaracağı dersler vardır ve herkes dersini almıştır.

   “ Semer seçilirken eşeğin fikri değil, ölçüsü alınır ”.

 

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen 39 yorum var.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
çırçırlı 28 Nisan 2014 Pazartesi  11:17

Sayın Editör, bu güzel hareketinizden ve hassasiyetinizden dolayı size çok çok teşekkür ediyorum.Allah sizden razı olsun.Allah'a emanet olunuz.selamlar.
EDİTÖR: Biz teşekkür ederiz, yerinde ve haklı uyarınız için.

Yorumu oyla      6      4  
çırçırlı 28 Nisan 2014 Pazartesi  09:44

Sayın Editör,okuyorum da bu yazının yorumlarında bazı yorumcular basındaki hakaret sınırını çoktan aşmışlar.buna neden müsaade ediyor ve yayınlıyorsunuz.neden burada ağza alınmayacak sözlere izin veriyorsunuz.neden,lütfen dikkatli olunuz.
EDİTÖR: Değerli okurumuz çok haklı... Gözümüzden kaçanlar oluyor, ancak buna daha ziyade okurların dikkati gerekir. İstismar cihetine giderek, amaçtan çok öte eleştiriler getirmek yazık ki maharet sayılıyor. Bundan böyle bu tür yorumların hiçbirisine geçit verilmeyecek. Zaten bu yazıya yapılan tüm yorumlar da yayından kaldırıldı.

Yorumu oyla      8      4  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Kibirli Siyaset Aktörleri ve AK Parti'nin Değişim İhtiyacı
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Ayağın Sürünmesi
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
"Devlet Adamı” olmanın somut örneği: Vali Mustafa Çiftçi
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Cumhurbaşkanımıza Minnettarız
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Alan Var Alamayan Var ve Ayıp Hassasiyeti
Kadir Sabuncuoğlu
Kadir Sabuncuoğlu
‘Muhalif’
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’da Belediyelerin Önceliği Ne Olmalı?

a.Kentsel Dönüşüm
b.Kent içi Ulaşım
c.Altyapı
d.Sosyal Belediyecilik
e.Kültür, Turizm ve Sanat
f.Sosyal Katılımcılık
g.Mahalle Kültürüne dönüş


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva