Dünya çapında bir organizasyonu üstlenen ve 27 Ocak’ta uluslararası vitrine çıkacak olan Erzurum, konjonktürel eğilim olan otantik değerleri sergileme imkan ve fırsatını değerlendiremedi.. Tarihi Evlerinin birer ikişer yok edilişine sahne olan Erzurum, sadece Yakutiye, Çifteminareli Medrese ve Üç kümbetleriyle ifade edilecek.
VE BETON YIĞINLARI ŞEHRİ OLDUK
Kentsel dönüşüm adı altında başlatılan, temelinde ‘çağdaşlıkla tarihi buluşturma’ anlayışının olduğu proje kapsamında, tarihi Erzurum evleri göz ardı edildi. Dönüşüm çok katlı beton yığınlarına yoğunlaşınca, kent tarihine sırt döndü ve başkalaşım süreci başladı. Ve Erzurum geçmişinden koptu, ‘beton yığınları’ şehrine dönüştü.
VE TARİH BETONLAŞTI
Son on yıllık süreçte yerel yönetimler, Erzurum’un kimliğini oluşturan tarihi evlerin korunması, onarılması, restore edilmesi ve yaşatılması noktasında umulan performansı sergileyemedi. Kültür ve Turizm Bakanlığı desteklerinin yanı sıra UNİCEF kanalıyla kullanılabilecek maddi kaynaklar harekete geçirilmedi. Ve göz göre göre Erzurum tarihinin bir bölümü betonlaştı…
VE TARİH BETONA GÖMÜLDÜ
Narmanlı, Yeğenağa, Vaniefendi, Muratpaşa, Emirşeyh, Lalapaşa, Caferiye, Mumcu, Ayazpaşa, Alipaşa Mahalleleri, Demirciler Çarşısı’nda yoğunlaşan tarihi Erzurum evlerinden geriye sadece birkaç tanesi kaldı. Ev sahipleri restorasyon için maddi imkansızlık mazeretine, yerel yönetimler kaynak sorununa sığında..Ve tarih betona gömüldü..
VE ERZURUM’A VEDA
İstanbul, Bursa, Kastamonu, Sivas, Kayseri, Konya, Çanakkale, Edirne, Kars başta olmak üzere pek çok ilde tarihi evler ve sokaklar restore edilerek yeniden inşa edildi, turizm noktasında katma değer sağlandı. Erzurum ise bu gelişmelere ‘turist’ kaldı. Ve yeniden yapılması imkansız olan tarihi ziynetlerimiz Erzurum’a veda etti..