Avrupa Parlamentosunun (AP) Türkiye’deki insan hakları çerçevesinde değerlendirmeler yaparak almış olduğu kararın gerçeği yansıtmadığını belirten TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu (İHİK) Başkanı ve AK Parti Elazığ Milletvekili Ömer Serdar, "Türkiye gibi demokratik hukuk geleneği olan bir ülkenin nasıl bir tehditle karşı karşıya kaldığını göz ardı ederek kendileri anti demokratik tavrını ortaya koymuşlardır. Bu açından kararın hiçbir kabul edilebilir yanı yoktur" dedi.
İHİK Başkanı ve AK Parti Elazığ Milletvekili Ömer Serdar, AP’de kabul edilen “Türkiye’de Mevcut İnsan Hakları Durumu” başlıklı karara ilişkin İHA muhabirine açıklamada bulundu. Talihsiz bir kararla karşı karşıya olduklarını vurgulayan Serdar, “Bu kararı kabul etmediğimizi ve tanımadığımızı belirtmek istiyorum. Bu konuda Pazartesi günü içeriğini kapsamlı olarak bir değerlendirme yapacağım. Parlamentonun bu konu da Türkiye’de ki insan hakları çerçevesinde değerlendirmeler yaparak almış olduğu karar, gerçekleri yansıtmaktan uzaktır. Afrin harekatını değerlendirirken Türkiye’nin bu harekatı kendi sınır güvenliğini temin anlamında terör örgütlerinin tehdidine yönelik bir harekat olduğu göz ardı edilmiştir. Birleşmiş Milletlerin 51. Maddesi gereğince Türkiye’nin meşru müdafaa hakkını kullandığı göz ardı edilmiştir” dedi.
“BU RAPORUN HİÇBİR GERÇEKLİĞİ YOKTUR”
AP’nin değerlendirmesinin gerçeği yansıtmadığını dile getiren Serdar, “Türkiye bu harekatı yaparken, oradaki terör örgütlerini ve ülkeye yönelik tehditleri sınırlardan uzaklaştırmak istemiştir. Çünkü ülkenin güneyi bu konuda çok sorunlu. Afrin bölgesine yerleşen terör örgütünün sosyolojiyi de değiştirerek orada bir üst oluşturması ve Türkiye’ye oradan saldırılar gerçekleştirmesi neticesinde Türkiye meşru müdafaa hakkını kullanarak buna girişmiştir. Bu dünyada tüm merkez devletlerinin ve küresel aktörlerin yapabileceği bir eylemdir. Türkiye gerekli diplomatik girişimleri yaptıktan sonra bu harekatı başlatmıştır. Bu harekat yapılırken azami hassasiyet gösterilmiştir. Harekatın sonucu daha önceden hesaplanarak, sivillere zarar vermemek adına orada terör örgütünden arındırılmış ve gerçek sosyolojisine kavuşturmak amaçlı bu harekatı yapmıştır. Bu açından Türkiye’nin aleyhine oluşan bu raporun hiçbir gerçekliği yoktur” diye konuştu.
"HİÇ KİMSE GAZETECİLİK FAALİYETİNDEN SORUŞTURMAYA TABİ TUTULMAMIŞTIR"
AP’nin Türkiye’de tutuklu gazeteciler ve düşünce özgürlüğü bağlamında yapmış olduğu değerlendirmelerin hiçbir karşılığının olmadığını da ifade eden Serdar, “Değerlendirmeler, Türkiye’nin 15 Temmuz darbe girişimi neticesinde ve 7 Haziran seçimleri sonrası birkaç terör örgütünün kolektif eylemleri neticesinde nasıl bir tehditle karşı karşıya kalındığı göz ardı edilerek yapılmıştır. Biz, Türkiye’nin karşı karşıya kalmış olduğu demokrasiyi, sivil iradeyi, halkın yaşam hakkını hedef alan bu olayı eleştirmesini beklerken AP, Türkiye’nin bu konuda kendi güvenliğini ilgilendiren konularda terör örgütü ile irtibatı olanlara yönelik operasyonları eleştiriyor. Bunun hiçbir mantığı yoktur. Hiç kimse gazetecilik faaliyetlerinden veya düşüncesini ifade ettiğinden dolayı yargılama ve soruşturmaya tabi tutulmamıştır. Yargılama dosyalarına bakıldığında bunun daha çok terör ile ilgili konular olduğu görülecektir” ifadelerini kullandı.
"KARARIN HİÇBİR KABUL EDİLEBİLİR YANI YOKTUR"
Hassasiyetlere rağmen Türkiye’nin batıdan böyle bir yaklaşımla karşı karşıya kalmasının kendileri için kabul edilebilir olmadığını vurgulayan Serdar, konuşmasına şöyle devam etti:
“Kendi bulundukları yerlerde terör örgütü mensuplarının gösterilerine alan açarken, parlamentoda terör örgütünün renkleri ve kıyafetleri ile açıklamalar yaparken, Türkiye gibi demokratik hukuk geleneği olan bir ülkenin nasıl bir tehditle karşı karşıya kaldığını göz ardı ederek kendileri anti demokratik tavrını ortaya koymuşlardır. Bu açıdan kararın hiçbir kabul edilebilir yanı yoktur."